Photobucket

16 Aralık 2011 Cuma

Kraliçe öldü beyler :(




80'li yılların en önemli gruplarından biri kesinlikle THE SMITHS'tir. Harbi anlamda iyi, Euortrash tarzı poplardan iyi demiyorum yani. Kalitelidir, özelliklidir, vs.. Na bu grubun da en önemli albümü THE QUEEN IS DEAD'dir. Kapağında Alain Delon'un L'Insoumis filminden bir sahnenin fotosu kullanılmıştır. Başından sonuna enteresan bir albümdür. Albüm başında 1. Dünya Savaşı sırasında yayınlanan Take Me Back To Dear Old Blighty adlı şarkıdan bir sample'ın da olduğu albümle aynı adı taşıyan şarkıyla başlar. (embedding koymamış puştlar, buradan izleyin: http://www.youtube.com/watch?v=Wz5IFl7uCis )


13 Aralık 2011 Salı

LÜLE!

Kimse kusura bakmasın, LOU REED & METALLICA'nın yayınladığı LULU albümü heralde MILLI VANILLI'den sonra müzik tarihinin en büyük rezaletlerinden birine adaydır. Bu rezaletin farkına varan kankalar ÇGS üşenmemiş bu albümde yer alması gereken bir şarkıyı kendileri kaydetmişler:





30 Kasım 2011 Çarşamba

Otzikinci gün
















Madem kült bir programın jenerik müziğini paylaştık, şimdi de"Sokaktaki Adam" ve "Ee" dendi mi akla gelen Mehmet Ali Birand'ın sunduğu 32. gün'ün jenerik müziğini paylaşalım:

Rock Market hayal kırıklığı

















Bizim zamanımızda ramazanda iftar saati geldi mi... ulan! bizim zamanımızda diye başlayıp Rock Market'e gelecektim halbuki! Neyse, vaktinde TRT'de yayınlanan ROCK MARKET programı vardı, tek neşe kaynağımız. Onun bir de jenerik müziği vardı:

28 Kasım 2011 Pazartesi

Ça plane pour moi




Yukarıda dinlediğiniz şarkı Aralık 1977'de yayınlamış bir şarkı, "Her şey yolunda" gibi bir anlamı var. Söyleyen kişi Plastic Bertrand adında bir Belçikalı, daha sonra Televizyon yıldızı falan olmuş.

Mutlaka bir yerlerden duymuşsunuzdur bu şarkıyı ama çok da fantastic bir özelliği var bu şarkının o da şu:

23 Kasım 2011 Çarşamba

California'danmışcasına





Geçenlerde DVK'da Kerem Onan güzel grup gibi bişey demişti Atlas Losing Grip hakkında. Sonradan Lifelock'tan Alper paylaşınca bu şarkıyı dur bakayım dinleyeyim dedim.

19 Kasım 2011 Cumartesi

Korku filmi unsuru olarak Kuzey Kore

Diyecek söz bulamıyorum!



Sanırım bu davulcu çocukların hocası da budur:

17 Kasım 2011 Perşembe

TIME'in kapağının çağrıştırdıkları















------------------------------------------------------------------

Bunu unutmuşuz, kusura bakmayın:

15 Kasım 2011 Salı

11 Kasım 2011 Cuma

Enteresan Film Müzikleri Vol.1



Bu sahneyi izlerken Trent Reznor'un da bu filmi izlediğini düşünüyorum. Yoksa Natural Born Killers'ın soundtracki ortaya çıkmazdı.

Bu arada 11 Kasım Cuma gecesi Romeo Juliet'te Şener Çetin ve Fırat San'ın DJ'liğini yapacağı 70'ler 80'ler 90'lar Nostalji Türkçe Pop Parti var, ben orada oalcağım, gelmek isteyen kuulis.com 'dan davetiye kazanabilir:


8 Kasım 2011 Salı

Yaş 60, İş Bitmamış



Boşuna GLENN HUGHES için "Voice Of Rock" demiyorlar.Adam geldi 60 yaşına hala genç, hala diri.. hele o ses??? Sıkıysa bu sesi Ian Gillan, David Coverdale çıkarsın bu yaşta.. Falco Götz ister :)



7 Kasım 2011 Pazartesi

Alternative Ulster



THERAPY? geçenlerde THE ANSWER ile birlikte Belfast'ta konser verdi. Bu konserde iki grup birlikte Kuzey İrlanda'nın medar-ı iftiharı STIFF LITTLE FINGERS'ın unutulmaz şarkısı Alternative Ulster'ı seslendirmişler. Ne de iyi etmişler. Aşağıda da şarkının orijinali.. sene 1978...

Bir efsane daha izledik






6 Kasım 2011 Pazar günü İstanbul'dan bir efsane geçti. Ted Nugent, Pink Floyd, Vanilla Fudge, Cactus, King Kobra, Blue Murder, Ozzy Osbourne, Rod Stewart, Paul Stanley, Marty Friedman gibi isimlerle davul çalmış, dünyanın ilk rock davul kliniklerini veren Carmine Appice , İstanbul Mehmet zilleri, Drum Bass Dergisi, Drum Club, Dec Müzik ve TRT Türk'ün katkılarıyla İstanbul Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde bir workshop verdi

2 saate yakın süren workshop boyunca çeşitli davul teknikleri, Shuffle Beat gibi kendine has davul tekniğini, çok enteresan baget tutuş yöntemini (ayıptır söylemesi NAH yapar gibi tutuyor bagetleri) gösterdi, davulculara ilginç önerilerde bulundu, yaşadığı ilginç olayları anlattı. Kısaca 2 saat boyunca davul ile ilgili 45 yıllık bir tarih yolculuğu yaşadık.

Davulun müziğe güç ve enerji veren tek enstrüman olduğunu belirten Appice'in 5 kelimesinden biri POWER, biri de GROOVE oldu.

Workshop'ta kurduğu enteresan cümlelerin bir kısmı ve workshop'ta çektiğim bir kaç foto aşağıda. Buna benzer önemli müzisyenlerin workshopları, kliniklerini kaçırmamakta fayda var. Enteresan bilgiler edinebiliyoruz.





















"i don't like wood snares, i love metal" dedikten sonra devil's horn yaptı.
















"genç davulculara en büyük tavsiyem başka enstrüman çalıp beste yapın. telif haklarında geri kalmayın. yoksa, grubunuzun gitaristi lamborghini sürerken siz volkswagen ile gezersiniz"
















"rod stewart ile birlikte yaptığımız do ya think i'm sexy şarkısından çok para kazandım. eski karım çok seviyor bu şarkıyı"
















"john bonham ikinci albümde benim setupın aynısını kullandı. hatta onlarla turlarken ikimizin davul setupları birebir aynıydı. biz sahneden indikten sonra benim davulum götürülüp bonham'ın davulu getirildiğinde seyirciler kıllanıyordu. zira, ikisi rengine kadar tamamen aynı davullardı"
















"bu sıralar dünyada bir numara olan isim Lady Gaga... anlamıyorum"
















Bu etkinliğin sorumluları İstanbul Mehmet Zilleri, Drum Club ve Drum Bass Dergisi'nin güzel insanlarının haklı gururu.
















Ayağımıza kadar bir efsane gelmiş, bir foto çektirmeden olmazdı.
















Ortağım Gökhan babaya grubu King Kobra'nın bir CD'sini imzalatırken.

24 Ekim 2011 Pazartesi

BOIKOT Konseri

21 Ekim 2011 Cuma

UGLY KID JOE Geri Dönüyor

11 Ekim 2011 - 17 Ekim 2011 arası Gemide filmindeki gibi götümde ayı bağırdı canımdan çok sevdiğim takipçilerim. 11 - 12 Ekim'de gerçekleşmesi gereken PAIN OF SALVATION Ankara - İstanbul konserleri grubun turne otobüsünün Bulgaristan'da bozulması ve bir türlü çalışamaması, grubun tur menajerinin beceriksizlikleri yüzünden iptal oldu ve grup 13 Ekim Perşembe gecesi bir telafi konseri verip Yunanistan'a geçti. Her işte bir hayır vardır denir ya, bu işte bir hayır vardı o da PAIN OF SALVATION'a sahnede efsane davulcu Mike Portnoy'un katılmasıydı.


PAIN OF SALVATION feat. Mike Portnoy - Ashes

15 Ekim gecesi HAIL! ile çalmak üzere gelen Mike Portnoy'u havaalanından almaya ben gittim, arabaya doğru giderken aynen şu konuşma gerçekleşti:

MP- bu gece istanbul'da güzel bir şey var mı?
- var, Pain Of Salvation konseri!
MP- şaka yapıyorsun?
- hayır, hem de oteline de yakın
MP- götürsene beni
- olur, zaten biz düzenliyoruz
MP- süper! ön grup var mı?
- var, Von Hertzen Brothers
MP- hadi be! abd'den gelirken yol boyunca onları dinledim! otele gider gitmez uyuyorum, sonra biri beni uyandırsın ve bu konsere götürsün.
- emredersin :D

Aynı gün 4 ayrı grupla (Pain Of Salvation, Von Hertzen Brothers, Mr.Big, Hail!) birden uğraşmak yordu. Hatta, Mr.Big'in tur menajeri ile toplantı yapmak zorunda olduğum için son zamanlarda en sevdiğim gruplardan biri olan Von Hertzen Brothers'ı izleyemedim, o da ayrı bir üzücü olaydı. İzleyen herkes grubun sahnede çok iyi olduğunu söyledi. Buna da ayrı sinirlendim :)


Bu badireleri atlattıktan sonra 15 Ekim gecesi ROCK OUT Festivalini gerçekleştirdik. 4X4, Yusuf Uğurer, Anathema, Hail! ve Mr.Big sahne aldılar. Yağmurlu bir gün olsa da güzel bir kalabalığa iyi bir organizasyon izlettiğimize inanıyorum.


ANATHEMA - Lost Control


HAIL! - Walk


MR.BIG - To Be With You / Colorado Bulldog / Smoke On The Water

Festivalin ertesi günü büyük bir tesadüf eseri bütün gruplar Pazar sabahın köründe memleketlerine döndüler. Biri hariç! HAIL! ile sahne alan bir dönemin bomba ve gırgır grubu UGLY KID JOE'nun solisti Whitfield Crane İstanbul'u sevdiği ve ABD'de Kasım'a kadar işi yok diye İstanbul'da kalmaya karar verdi. Kendisiyle bol bol güzel vakit geçiriyoruz. Turistik geziler, geyikler, dün gece gittiğimiz MANGA konseri gibi fantastik olaylar gerçekleştirirken arada müjdeyi de patlattı: UGLY KID JOE 15 yıllık bir aradan sonra yeniden ortamlara dönüyor! 6 şarkılık bir EP hazırlamışlar. İçinde You Make Me Sick, Devil's Paradise gibi güzel şarkıların bulunduğu (dinledik de konuşuyoruz) albümün adını söyledi, kimseye söylememem şartıyla, o yüzden burada paylaşamıyorum. Ama her zamanki gibi esprili bir albüm ismi hazırlamışlar. Hatta, albüm isminde rock tarihinin en önemli şarkılarından birine ve metal tarihinin en ünlü EP'lerinden birine yapılan birer gönderme mevcut. Bu kadar ipucu yeter. Geyiği keselim ve grubun ünlü grup FISHBONE ile birlikte kaydettiği yeni albümde yer alacak olan 6 şarkıdan birine kulağımızı verelim:


UGLY KID JOE - Love Ain't True

Ugly Kide Joe ile ilgili gelişmeleri yakında buradan takip edebilirsiniz. Whitfield'in HAIL! ile söylediği klasiği 22 Acacia Avenue ile sizlere veda ediyorum.

8 Ekim 2011 Cumartesi

VINNIE MOORE ve UFO!

11 Şubat 2010'da Jolly Joker Balans'ta gerçekleşen VINNIE MOORE konserinde Uğur Akagündüz tarafından çekilen fotolarla küçük bir fotoroman yaptım, paylaşayım dedim... tesadüfen VINNIE MOORE'un çaldığı UFO grubu da geçiyor konuda!!!









































































Bu arada VINNIE MOORE Kasım 2011'de yine Türkiye'de!

25 KASIM 2011 VINNIE MOORE ANKARA KONSERİ

17 Eylül 2011 Cumartesi

Ginger Wildheart'in albümü ve konuk FYFE EWING!!!

The Wildhearts grubunun frontmani Ginger Wildheart 3 CD'lik bir albüm yayınlıyormuş. Hatta bunu bir hayli indiependent halde yayınlayacak ve 20 pound'dan satılacakmış. Farklı versiyonları da var: Plak, İmzalı CD, Teşekkür Listesinde adınız, vs...

Hatta reklamı için de böyle eğlenceli bir video çekmiş:






Beni böyle heyecanlandıran olay ise şu: Albümde çeşit çeşit konuklar ve bunlardan biri THERAPY?'nin ilk dönem davulculuğunu yapan FYFE EWING! Uzun bir aradan sonra ilk kez kendisini dinleyecek olmak heyecan verici. .. Albüm gelene kadar bunla idare edelim..






Ginger'in albümünü de buradan sipariş edebilirsiniz: PLEDGEMUSIC.COM

16 Eylül 2011 Cuma

Cennete Merdiven

Phil Anselmo bir DOWN konserinde LED ZEPPELIN'den Stairway To Heaven söylemeye kalkışırsa Kirk Windstein da böyle şaka yapar!

Düzeltme: Havada uçan kişi Kirk Windstein değilmiş.

Türk - İspanyol Kardeştir, Ayıran Kalleştir!

Memleketimizin medar-ı iftiharı BANDISTA İspanyol grup BOIKOT'un yeni şarkısında konuk olmuş, ne de güzel olmuş! Şarkı da ayrı bir hastası olduğumuz Yahudi türküsü Hava Nagila'nın ana melodisi ile bezenmiş.


Bu da bahsi geçen Hava Nagila:

Ne güzel solistimizdin sen Michael abi!

Tamam böyle hödük işlerin hastasıyız, birileri anırsın beğeniriz ama lezzetli Power Metal'in de hakkını veririz be hacılar. Power Metal'in kralı Helloween'dir, Helloween'in imparatorluk dönemi de Keeper Of The Seven Keys Part 1 ve Keeper Of The Seven Keys Part 2 dönemidir. Bu iki albümde şahane besteler yanında enfes ötesi vokal melodileri vardır. Hatta "içinde çok sayıda güzel vokal melodisi olan iki albüm nelerdir?" diye sorsalar bu iki albümü gösteririm fütursuzca. Ama sormadılar, o ayrı.

Lafı fazla uzatmayayım, oturun izleyin şu videoyu, Helloween'in 1987 yılı (Part 1 sonrası) turnesinde Minneapolis konserinden güzel bir kayıt. Sonra bünyeyi Helloween'e verin... arada grubun rahmetli davulcusu Ingo Schwichtenberg'ın anısına bir fatiha okumayı da ihmal etmeyin.


21 Haziran 2011 Salı

Dredg hardcore olmamış!




























Baştan paşa paşa konuşalım, DREDG ile ilişkilerim çok iyi değildir. Fazla ilgilenmediğimden olabilir ama eski albümlerini dinliyorum da çok içlerine giremiyorum bir türlü. Ha, bir Ode To The Sun süper şarkı, hassasıyım.


Neyse, arkadaşlarımız yakın zamanda yeni albüm yayınladılar Chuckles & Mr. Squeezy adında. Dediğim gibi çok sevişmediğim için gençlerle "la bana mı yayınladılar bu albümü" diyip dinlemedim tabi ki. Ama arada bir albüm hakkında analı bacılı küfürlere varana dek yorumlar görünce merak ettim lan. Adamlar ne yapmış da bu kadar ağır eleştiriler alıyorlar dedim ve idirdim albümü. Daha ilk saniyede şoka girdim!




"Gitarlar şimdi girecek", "dur dur, distorşını patlatacaklar" dedikçe girmedi gitarlar, distorşınlar patlamadı bir türlü. Ama "lan güzel şarkıymış ama bu" dedim içimden. Upon Returning ile girdi distorşınlı gitarlar ama acaip bi distorşın. Üçüncü şarkı The Tent'e bi geldik, kendimi Portishead şarkısı dinler gibi hissettim bir an! Sonrasında gelen Somebody Is Laughing ise albümün en güzel şarkılarından biri, geriden gelen vokaller, nakaratı, vs falan tam radio friendly bir şarkı.




Ardından gelen post new wave tadındaki Down Without A Fight ile albümden bir hardcoreculuk, bir metalcilik beklemektense albümün özüne inmenin daha faydalı olacağını düşünüp kendimi akıntıya bırakıverdim ve o sırada karşıma The Thought Of Losing You çıkıverdi!


Hatun abiyi nasıl terk ettiyse, terk etmeden önce de nasıl heveslendirdiyse adam resmen "seni unutmak diye bir seçenek yok laaan" diyor. Ömer Üründül olsa "Enteresan" derdi. Her güzel albümün bir sıkıcı şarkısı vardır, sanırım nazar değmesin diye koyuyorlar, bu albümde de o kontenjandan albüme giren Kalathat ile bu sıkıcılığı tadıyoruz ki bir sonraki Sun Goes Down'ın değerini daha iyi anlayalım. Ardından inanılmaz derecede 90'lar kokan The Ornament geliyor ki kendinizi bir Crowded House dinliyor gibi hissedebilirsiniz. Tam bitti 90'lar derken iyice zıvanadan çıkmış bir 90'lar şarkısı kıvamındaki Where I'll End Up çıkageliyor, yüce rabbimize binlerce şükürler olsun ki bu şarkıda Crowded House tadı yok.


Ve işte geldik albümün sonuna, en bombastik şarkılardan birini en sona saklamışlar! Fado şarkısıymış havasında giren şarkıda klasik gitarlar, kontrbas, efektler, akordiyon, vokaller falan hepsi muhteşem bir şekilde kullanılmış. Dinlerken "la Ennio Morricone'nin böyle şarkısı var mıydı" diyebilirsiniz.


Bence albümün en güzel şarkısı bu ama tek başına dinlediğimde aynı zevki alamıyorum, mutlaka albümü tamamen dinleyip sonradan dinlemek gerekiyor. Sakın, Judas Priest'in Nostradamus'da yaptığı gibi bütün albümü bir şarkının introsu gibi yapmışlar diye düşünmeyin. Albüm iyi ama son şarkının keyfi albümün bütününde daha çok ortaya çıkıyor.

"Özet geç piç" demeyin diye bu albümle ilgili yazımı bir kaç cümle ile bitirmek istiyorum:

- Yalan yok, Jimmy Eat World'un Bleed American'ından beri aklımı böylesine alan emo tabanlı bir albüm olmamıştı.

- Eminim Dredg fanlarının büyük çoğunluğu bu albüm yüzünden Dredg'den nefret edecektir ama ben bu adamları bu albümle sevmeye başladım.

- Sanırım 90'larda bile bu kadar çok 90 kokan albüm yapılmamıştır.

- Bencilce olacak ama umarım Dredg müzikal yolculuğuna bu şekilde devam eder.

- Şu an 2011 yılının yarısının dolmasına bile 10 gün var ama bu albüm açık ara yılın albümü benim nazarımda.

- Evet.

Lego Metal!

Birkaç ay önce mekanik adamlarla yapılmış videoklipler şey etmiştim, şimdi de sırada Lego ile yapılan klipler:










Bu da metalci olmayan Lego olayı. Manyak mısınız olm siz???


İlk yönetmenlik denemem!




























Denemeseydim keşke! 15 Mayıs 2011 günü Dorock'ta grubum NITRO'nun konseri vardı. İlk albümümüz We Are Nitro'nun kutlamasını yaptık. Eskisi Gibi ve Chopstick Suicide da bize eşlik ettiler. İki grubun da ayrı ayrı hassasıyım!

Neyse, o konserde çekilen görüntüleri düzensiz bir şekilde sıraya dizip alttan da verdim albümümüzün açılış şarkısı Suicide Trip'i, oldu mu sana video klip!


Klibin altında bilgiler yazıyor da siz youtube'dan değil buradan izlersiniz diye buraya da yazıyorum aynı bilgileri:

BELEŞ İNDİR: http://www.nitrotr.com

"İnsanlık onuru depresif müziği yenecek"

NITRO "We Are Nitro"

01. Suicide Trip
02. Kill Him Now
03. Freedoom
04. Ben de seni
05. My Old Shoes
06. I Just Wanna
07. Carry On
08. Tell Me Something
09. Save Me
10. Köyün Delisi
11. Serve Cold
12. Is Thıs The World
13. We Are Nitro
14. World Is Flat

Recorded @ BEEFSOUND STUDIO (IST)

Recorded, Mixed, Mastered by Deniz Tuncer



GG ALLIN is alive!





















Bu blogu açtığımda yazdığım ilk yazı GG Allin ve onun belgeselini çeken yönetmen Todd Phillips hakındaydı. Hazır abinin yeni filmi HANGOVER 2 ortamları dağıtırken bunun ekmeğinden faydalanayım diye bu okuduğunuz yazıyı yazdığımı sanıyorsan aldanıyorsun dostum!

Zira, GG Allin'in abisi Merle Allin önderliğindeki MURDER JUNKIES yıllar sonra ilk kez gerçek bir albüm yayınladı: ROAD KILLER






















Bugüne de hep bir GG ALLIN TRIBUTE BAND havasında takılan MURDER JUNKIES turnelerde falan paso GG ALLIN şarkılarını çaldı durdu ama sanırım bu tarz takılmak abileri kesmemiş ki bir albüm kaydetmişler. Baştan ifade etmem lazım ki, bu albüm resmen bir GG ALLIN albümü! Leş, pis, iğrenç ve saldırgan. Hataları, kusurları takmamışlar. Yazılabilecek en leş sözleri de yazmışlar. İşin ilginç yanı vokaldeki PP Duvay (They Hate Us grubunun solisti) ses olarak aynı GG Allin!


Albüm baştan sona umarsız, yüzeysel, basit, güçlü şarkılardan oluşmakta. Benim favorilerimden biri 48 Days.


Ancak bu albümü özel kılan şey ise albümün sonuna sakladıkları şarkı:


Adından da anlaşılacağı üzere katıksız bir GG Allin şarkısı olan Piss Drinking Jew aslında GG Allin'in ölmeden önce yazdığı son şarkılardan biri ve ilk kez insan içine çıkıyor.

Merle Allin, sözüm sana: Eğer bu şarkının GG Allin vokali ile kaydedilmiş bir demosu var ve bunu yayınlamazsan adam değilsin!

Not: Yazının başındaki GG ALLIN resmi kendisine hediye ettiğim kalemlerle yengeniz tarafından çizilmiştir!

29 Nisan 2011 Cuma

I Don't Wanna Grow Up



When I'm lyin' in my bed at night
I don't wanna grow up
Nothing ever seems to turn out right
I don't wanna grow up
How do you move in a world of fog that's always changing things
Makes wish that I could be a dog

When I see the price that you pay
I don't wanna grow up
I don't ever want to be that way
I don't wanna grow up

Seems that folks turn into things that they never want
The only thing to live for is today

I'm gonna put a hole in my T.V. set
I don't wanna grow up
Open up the medicine chest
I don't wanna grow up

I don't wanna have to shout it out
I don't want my hair to fall out
I don't wanna be filled with doubt
I don't wanna be a good boy scout
I don't wanna have to learn to count
I don't wanna have the biggest amount
I don't wanna grow up

Well when I see my parents fight
I don't wanna grow up
They all go out and drinkin all night
I don't wanna grow up

I'd rather stay here in my room
Nothin' out there but sad and gloom
I don't wanna live in a big old tomb on grand street

When I see the 5 oclock news
I don't wanna grow up
Comb their hair and shine their shoes
I don't wanna grow up

Stay around in my old hometown
I don't wanna put no money down
I don't wanna get a big old loan
Work them fingers to the bone
I don't wanna float on a broom
Fall in love, get married then boom
How the hell did it get here so soon
I don't wanna grow up

Bu cumartesi (30 Nisan) doğumgünüm, gecesinde Galatasaray'da Tezgah'ta I LOVE ROCK'N'ROLL adlı partide DJ'lik yaparak kutlayacağım, beklerim....


7 Mart 2011 Pazartesi

Among The Living

Necmettin Erbakan öldü, sevmediğim birisidir, yorum yazıp hayatımı tehlikeye atmak istemiyorum. Cenazesinden tonlarca foto gördüm de en bombası bu aşağıdaki foto. Çeken kişi çok iyi bir açı yakalamış ve foto bende çok serbest bir çağrışım yaptı! Ufak bir manipülasyon ile bana çağrıştırdığı şeyi ifade edebildim:



















Aha, bu da benim manipülasyonum:

17 Şubat 2011 Perşembe

Turbonegro dinleyen ilahiyat profesörü

Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi profesörlerinden O.Ç. bir röportajda şunu demiş:

"Eğer kadın tahrik edici davrandıysa dekolte şekilde sokağa çıktıysaerkek sarkıntılık ettiyse suç ortaktır diyorum"


Bu durumda akla şunlar geliyor:

Trafik kazalarında şunu mu diyeceğiz: "Yolda yürüdüğü için ezilen yaya da suça ortaktır"

Her gün bir bomba patlatmak zorunda mısınız ulan? Her gün sizin geri kafalılığınıza, cehaletinize tanıklık etmek zorunda mıyız ulan?

diye soracaktım ki, kankam uyardı, bu adam kesinlikle TURBONEGRO fanıdır ve en sevdiği şarkı da budur diye:


ADAM HAKLI BEYLER!!!

TALCO - Ya da yandan yemiş SKA - P






















Doğruya doğru bu ülke çok sıkıcı. Sağcısı sıkıcı, solcusu sıkıcı, liberali sıkıcı, içinden kabuk çıkan ceviz poşetini koyan kuruyemişçi bile sıkıcı! (Dişim hala acıyor). Anlamıyorum, niye eğlenmeyi sevmiyoruz, mutlu, neşeli, dans eden insana bu öfke niye? Niye hep ağlamak zorundayız? Anadolu'nun ağıtları olduğu gibi canlı, neşeli türküleri de var. Ama biz hep ağıtları seviyoruz. Hele ki bu ülkenin devrimci(!) grupları! Dinleyen insanın içindeki devrim ateşi söner! Es kaza bu ülkede devrim olsa bu şarkıyla mı dans edeceğiz, devrimi kutlayacağız?


İşte o yüzdendir, BANDİSTA'yı duyar duymaz hastası oldum, sözleri sert olduğu kadar müzikleri de o kadar canlı ve neşeliydi. Dertlerini yüksek sesle anlatıyorlar.


Onları dinlerken aldığım zevki daha önce CHUMBAWAMBA ve SKA P gibi grupları dinlerken almıştım. SKA P demişken bu akşam üstü DVD'lerini bir daha izledim de "sahnede görülmesi allahın emri gruplar" listemin en üst sıralarındaki yerlerini ısrarla koruyorlar. Allah-ü teala onları izlemeden ölmemi nasip eylemesin.

(Bu şarkının ismi Verguenza, yani Utanç. Şarkıda Boğa Güreşlerini eleştiriyorlar. Türkiye'de bir grup kurban bayramını anlatsa heralde skerler)

Neyse, geçenlerde twitter'da geçen bir muhabbet sonrası bir grup keşfettim:


TALCO adındaki gençler SKA P'nin yolundan ilerliyorlar, müzikleri birebir SKA P'nin aynısı diyebiliriz, tek farkla, SKA P İspanyolca söylerken bu gençler İtalyanca söylüyorlar. Kötü bir taklit değil, fakat yine de resmen aynısı, o yüzden mesafeli dururum sanıyordum. Ama önce St. Pauli için yazdıkları şarkıyı dinledikten sonra


bir de 2006 yılı albümleri Combat Circus'u dinledikten sonra fikrim değişti, taklit olabilirler ama kesinlikle kötü bir taklit değiller!


hatta albümün üçüncü şarkısı Il Passo Del Caciurdo sanırım bir çok SKA P şarkısından çok daha güzel bir şarkı. O yüzdendir bu grubu sizlerle paylaşıyorum.


Gençlerin şu ana kadar yayınladıkları 4 albümleri var, hepsini ayrı ayrı tavsiye ederim ama özellikle 2006 yılı albümleri Combat Circus bomba! Ama o güzel albümde insanın canını sıkan bir şey var: İtalya'da da Türkiye'de olduğu gibi Bella Ciao ya da bizim bildiğimiz şekliyle Çav Bella çalmayan devrimci gruba kız vermiyorlarmış!!!

16 Şubat 2011 Çarşamba

Mekanik Adam

Bizim zamanımızda mekanik adamlar vardı, hastasıydım, kaleleri falan:
















bir de bazı abiler var, çok eğleniyorlar bunlarla:























nerden geldi aklıma, değil mi? ya bi herif var, legolardan iron maiden klibi hazırlıyor, teaserlar yayınlıyor paso



tam bu herifin videoları incelerken buldum, gencin teki bizim mekanik adam dediğimiz playmobillerle JOY DIVISION klibi yapmış! Ian Curtis'in hareketlerini bir hayli benzetmiş! Hastası oldum.



Not: Joy Division bilmiyorsanız bilin, vakit harcamayın :)