Photobucket

31 Mart 2010 Çarşamba

TROUBLEGUM - Başucu kitabım



















1994 yılından beri hep aynı şeyi söylüyorum: EN SEVDİĞİM ALBÜM TROUBLEGUM'DIR!

En keyifsiz anımda, en mutlu anımda, en terkedilmiş anımda, en terketmiş anımda ilk aklıma gelen şey Troublegum dinlemektir. Çünkü, içinde aradığım herşey var. Müzikal anlamda punk da var, metal de var, pop da var. Sözlerde nefret, öfke, kaybetme, saldırıya geçme, kabullenme, kalede Volkan, geri dörtlüde Lugano.... ne diyorum lan!


Herşey böyle başladı, Eylül 1993, MTV Türkiye'de yayınlanmaya başladı ve bu klibi sıklıkla görür oldum. İnanılmaz güzel bir şarkı, leziz bir nakarat, bir de ilginç cümleler: "I've got nothing to do, but hang around and get screwed up on you", "With a face like this I won't break any hearts", "Your beauty makes me feel alone"... sanırım çok seveceğim bir grup bulmuştum (hoş, o güne kadar en sevdiğim grup Suicidal Tendencies'ti, biraz aldatmış gibi oluyordum ama napayım, T? o dönemler daha üretkendi). Bu şarkı, Shortsharpshock isimli bir EP içinde yer alıyordu.

















Ki bu EP'nin içinde Totally Random Man isimli bir şarkı vardır ki, o da apayrı leziz bir şarkıdır, özellikle "I hate everyone but you, Sometimes I even hate you, too" gibi muhteşem bir cümleye sahiptir. Neyse, sonrasında bir de Face The Strange isimli bir EP daha çıktı (bende yok malesef ama bu EP'nin de yer aldığı Hats Off To The Insane var bende), onunda içinde de şu şarkı vardı:


Artık albümü beklemekten başka yapacak bir şey yoktu. Şubat 1994'te yayınlandı, tabi Türkiye'ye birkaç gün sonra geldi ve çok iyi hatırlıyorum, bir cuma akşamı aldım albümü ve pazartesi okula gidene kadar başka bir şey dinlemedim.


"My girlfriend says that I need help
My boyfriend says I'd be better off dead"

Taarruz gibi başlıyor albüm, normalde bir intro koyar insan, veya efendi efendi girer değil mi? Yok, allah yarattı demeden saldırıyor üstümüze. "And you can't help my life, But you can hide the knives" şeklinde bir cümle ile intiharın eşiğinde birinin hikayesini dinlemeye başlıyoruz.

Şarkı biter bitmez yukarıda yayınladığım Screamager giriyor, ardından da Hellbelly.


Bu Hellbelly için hep demişimdir, aklı başında veya hanzo bir grup olsa albümün girişini bu şarkıyla yapardı diye, introlu, girişli şarkı diye. Halbuki bu şarkının albümün 3. şarkısı olması belki de şarkının daha güzel olmasını sağlıyor, tabi nakarattaki o güzide "You just wanna be Jesus without the suffering" dizesi var, abovvvv....



Sırada "Stop It You're Killing Me" var, gürültülü, feedbackli ama efendi bir şekilde başlayan şarkı hem punk riffleri hem de nakaratıyla beni benden alır. Bir de sözlerin içindeki ilginç laflar tabi ki."The world is fucked, and so am I. Maybe it's the other way round, I can't seem to decide", "Love is for the weak, or so you'd have me believe" ve "Idiots authority, Promising equality. So where is the land of the free? Stop it you're killing me" Bu arada bu albümün çok ilginç bir özelliği vardır, neredeyse bütün şarkıların trafikleri aynıdır, o konuya bir sonraki şarkıdan sonra değineceğim.



Daha önceden Turn ve Screamager yayınlanmıştı ama Nowhere albümün tanıtımını üstlenen ilk şarkıydı. Klibini ilk izlediğimde biraderle beraberdik ve ikinci nakaratın sonlarında "bak şimdi şarkı değişecek, bir bridge koyacaklar" dedim ve harbiden de öyle oldu. Çünkü, o güne dek dinlediğim Therapy? şarkılarının büyük çoğunluğunda Judas Priest'in bir çok şarkısında olduğu gibi ikinci nakarattan sonra farklı melodileri olan bir geçiş bölümü olurdu. Sadece Nowhere'de değil neredeyse bütün Troublegum albümünde bu geleneği bozmamışlar. Ayrıca Nowhere single'ında b-side olarak Judas Priest'ten Breaking The Law'u çalıp bir de promo fotolarda metalci metalci poz bile verdiler!


Die Laughing, albümün ilerisinde biraz karanlık noktalar olacağının ilk sinyalidir. Düşük bir tempo ve "Now the dream is gone and your friends just tell you lies. Then you realise you're gonna die anyway" gibi iç karartıcı bir cümle sayesinde tüyoyu alıyorus ama sıradaki şarkıyla daha sert bir darbe yiyoruz:


"Then you leave me, like the others, Leave me too much time on my own" gibi pis bir cümle var lan! Adamı yalnız bırakmışlar, onu anlatıyor bize Unbeliever'da! ama intikamını almaya da geliyor:


Trigger Inside, adam şarkıda Jeffrey Dahmer'in neler hissettiğini bildiğini iddia ediyor, neye sinirlendiyse artık! Neye mi? Aldatıldığını hissediyormuş da ona: "I got a trigger inside, I get the feeling I've been cheated"


"Reveal yourself to me like cheap pornography"


Aha işte grubun indie rock tarihine saygı duruşu: Isolation. Tüm zamanların en karanlık gruplarından biri olan Joy Division'ın Isolation şarkısı için yaptıkları bu cover çok ilginçtir, zira Andy'nin vokal melodileri daha çok Heart & Soul'daki vokal melodilerini andırmaktadır!

Isolation sonrasında gelen şarkı olan Turn'u yukarıda yayınladığımdan albümün bombastik finaline gelebiliriz. Zira en sonda yer alan 3 şarkıyı sanki tek şarkıymış gibi dinleyebiliriz:


Femtex: "Masturbation Saved My Life" gibi manidar bir cümle ile başlayan şarkı Troublegum'ın gürültülü sonunu hazırlayan bir şarkıdır. Riffleri ile Metallica - Pantera kırması bir şarkıymış havası verse de Andy'nin vokali girdiği anda Therapy? şarkısı olduğunu anlıyoruz.


Unrequited:
Don't wake me
I'm so empty
I, I, I tried
I'm sorry
I've seen you without me
You can say what you want
I've seen you without me

bakın, 7 cümle var! ve 7 basit cümlede ne güzel anlatıyor adam derdini, ama hala sinirli, çünkü bağıra bağıra anlatıyor derdini. Ama sonda teyze "I know that you'll understand" diyerek abimizin boşuna savaş verdiğini da gösteriyor. Sonuçta abimiz de gerçekleri anlayıveriyor:

Brainsaw:

Judas, judas, I thought you were my friend
Judas, judas, you're just the same as them

I'm in hell and I'm alone

Liar, liar, you said you'd stay with me
Liar, liar, laughing as you leave

I'm in hell and I'm alone

User, user, you sucked it all from me
User, user, your bullshit I believed

I'm in hell and I'm alone

adam "cehennemde yalnızım ulan" diyor, daha ne yapalım! Ama şarkının ve tabi ki albümün finalini de gözden kaçırmamak lazım!

Bitti işte, 45 dakika 39 saniyelik bir müzik şöleni böyle bitti. Bu albüm yayınlanalı 16 yıl 2 ay olduğuna göre heralde bugüne dek 1.000 kere falan dinlemişimdir. Hala da bıkmadım, daha da başka albümü bu kadar sevemem!


Not: Bu albümün Amerikan basımının süresi 67.04'tür. Zira, albümün sonundaki plak takılması olayını biraz abartmışlar.


THERAPY?













Andy Cairns - Gitar/Vokal

Fyfe Ewing - Davul/Geri Vokal

Michael McKeegan - Basgitar/Geri Vokal


Konuklar:

Page Hamilton - "Unbeliever" Gitar solo

Lesley Rankine - "Lunacy Booth" konuk vokal

Martin McCarrick - "Unrequited" Çello

Eileen Rose - "Femtex" konuk vokal


Prodüktör: Chris Sheldon

Bu Chris Sheldon ayrıca Femtex şarkısının sonunda geri vokal yapmış ama albümde yazmıyor. Yıllar sonra basgitarist Michael McKeegan T? forumunda yazdı. Ayrıca, Chris Sheldon şu an İstanbul'da ve Tarkan Gözübüyük ile birlikte Mor Ve Ötesi'nin yeni albümünü kaydediyor! http://vimeo.com/10256343




Bookmark and Share

4 yorum:

  1. çoooook şık bir troublegum yazısı olmuş,eline sağlık..

    YanıtlaSil
  2. içime sinmedi bi türlü ama eminim ki Troublegum da Andy'nin içine sinmemiştir :)

    YanıtlaSil
  3. süper blog, süper yazı, bu albümü de çok özlemişim.

    fyfe ewing de ne davulcuydu be.

    YanıtlaSil
  4. Tum zamanlarin en iyi albumu. Tum zamanlarim en underrated grubu. Birinin degerlerini biliyor olmasi cok guzel.

    YanıtlaSil